İnsan ilişkileri anlaması zor konudur… biliriz hepimiz. Ve derler ki insana zayıflığını gösterme!
Aldırma sen onlara…
Kiralık ev ararken, emlakçının biri bana şöyle söylemişti: ‘Seni ev sahibine güçlü göstermeye çalışıyorum, ki çok düşünmeden, tereddüt etmeden evi sana versin’ diyeymiş. Gerçekten öyle miydi? O emlakçı komisyonunu aldıktan üç beş ay sonra bana aracı olduğu evden çıkmak zorunda kalsam beni güçlü göstermesi ne işe yarardı ki? Evet onun umurunda bile olmazdı! O en kısa yoldan komisyonunun peşindeydi. Ama tabi kendince haklı da olabilir. Çünkü benim işime gücüme istinaden ev sahibine hamlesini yaptı. Ben de o eve yerleştim. Bu ev kiralama örneği asıl anlatmak istediğim zayıflık ve dürüstlük konusuna istinaden küçük bir örnek teşkil ettiği için değinmek istedim… Zayıflığını göstermemek! E tabi yer yer şu çıkarımı yapmak da mümkün: Yeterince dürüstlük de çözüm olmayabilirdi.
Daha doğru düzgün konuya giremeden verdiğim örnek hem maddi zayıflıkları hemde manevî zayıflıkları akla getirmiş olabilir. Evet doğru çünkü zayıflık maddi ve manevî anlamda karşımıza çıkar. E başka konularda da zayıflık gösterebilir insan elbette. Ben mümkün olduğunca en sevilmeyen zayıflıklardan bahsedeceğim. Onun dışında zayıf ve atletik erkekler hoşuma gider o da ayrı bir hikaye :)
İnsan ilişkilerini anlaması zordur
Biraz konuyu dağıtacağım izninizle. Dağıtmak bazen daha anlaşılır olabilir diye düşündüm.
Kimileri vardır dürüstlük diye parasızlığının veya fakirliğinin altını çizer. Hani sanki beklenti içinde olacak gibi. Hani bir fayda olacaksa o faydanın kendisine olmasını garanti etme altmetni ile. Çok güzel bir fahişeye yaklaşıp ‘çok güzelsin ama param yok’ demeye çalışmakla aynı şey! Ya hadi be ordan. Sana durumunu soran mı oldu da, daha dün bir bugün iki, yeri ve zamanı değilken, lafı bile açılmamışken bana parasız pulsuz olduğunu söylüyorsun? Eşcinsel, travesti veya hayat kadını olduğum için mi?
Böylesine içten pazarlıklı bir yaklaşım nasıl bir dürüstlük olabilir ki. İşte ben dürüst biriyim ama fakirim. Sorulmayan fakirliğin altını çizmek erkeklikten değil kaypaklıktandır. Hani başın dik olur, gurulu olursun, ancak gün gelir hasbel kadar bişi olur da, elini cebine atacak durumun olmadığını etrafındakiler fark eder de, yanindaki de insansa seni zaten zor durumda bırakmayabilir.
Ama sen daha başta fakirliğinle girersen, bu pek de dürüstlük sayılmıyor be kuzum. Sen önündeki penisinden prim yapmaya çalışan, eşcinsellerden sırf eşcinsel oldukları için beklentisi olan zayıf birisin. Hatta biri sana ibne dese, asarız keseriz ağır abi takılmayı da bilirsin…Ne oldu hani fakirdin birden ağır abi oldun!
Ah be insan sen ne kahpesin. Sana servantes’in köpeklerin sohbeti isimli kitabı okumanı öneririm orada insan ilişkileri hakkında öylesine derin ama bir o kadar ayyuka çıkmış detaylar varki. Hoş gerçi eşcinsellerden beklenti içinde olan, bu gizli eşcinseller bazı durumlarda kadınları da belirli yollarla sömürme kafasındadır. Ulan erkek ol biraz be! Üç kuruş kazan ama başın dik olsun. Senin gibilerden hırsızlık da beklenir sağda solda kimsenin görmediği yer de o küçümsediğin pasif olma hareketi de. Sen gay bile değilsin sen çıkarların için kendini düdükleten erkek müsveddesisin. En azından dürüstçe Jigololuk veya fahişelik yapsan ya! O zaman bir nebze saygı görürsün. Ama seninkisi köpeklerin sohbeti kitabındaki klasik kahpelik.
Sanırım maddiyata dayalı zayıflıkları direkt konu dışı bırakmak daha sağlıklı olacak. Ama zayıflık konusu maddi manevi olgularla da bağlantılı bunu da cepte tutun… Açıkçası yazıya nasıl devam edeceğimi dahi bilmiyorum.
Kastım aslında şuydu
Zayıflıktan asıl kastım şu tür zayıflığı anlatmaktı: İnsan ilişkileri, aile, arkadaşlık, aşk ilişkileri, özel ilişkiler, ticari ilişkiler vs gibi konularda gösterilen zayıflıklar. Acaba asıl kastettiğim şeyi anlatabilecek miyim? Dedim ya konuyu biraz dağıtayım diye. Sanırım dağıta dağıta ilerleyerek anlatmaya çalışacağım. Cümleler arasında kopukluklar da olacak. Lütfen idare eder misin. ‘Kafam güzel alttan al’ der gibi mi oldu ;) Değişik örnekler vererek gitsem daha iyi olacak sanırım.
Örneğin: İlişkide gurur yapmak zayıflığı saklama çabasıdır diye düşünüyorum. Yahu ne diye gurur yapıyorsun haykırsana sevdiğini. İçinden geleni. Zayıf olmadığını gösterecek an o an mı? Aşkta gurur olmaz demediler mi sana?
Veya bir erkeğin kız arkadaşına sürekli ağlak haller de ‘seni kaybetmekten korkuyorum’ demesi tam bir zayıflıktır! Yani öyle görülür… İşte sen erkeksin! Erkek adam korkmaz, böyle ağlak olmaz. Zaten o kız seni bırakır abi. Hem erkek ol, hem de kararında ol. Bu kadar mı zor! Kendin ol! Ne yani senin kendin olduğun hal ağlak ve zayıf bir hal mi? Tamam olabilir ama doğru değil. Bir ders al, bir akıl hocası bul veya psikolojik destek al. Böyle olmaz. Belki de içinde gizli bir pasif vardır ve eşcinselsindir de böyle karı gibi zayıfsındır belli mi olur? :)
İnsan ilişkileri ve Bir başka örnek;
Arkadaşlarımızı özleriz… Yanlarında olmak isteriz. Ama sırf güçlü görünmek için dile getirmeyiz. Aramayız ve hep aranmayı bekleriz. Neden? Çünkü davranışların seni arkadaşına karşı zayıf mı gösterir o yüzden mi? Tüh o zaman sana da, sana öyle hissettiren arkadaşına da, sizin arkadaşlığınıza da…
Tabi ki tüm zayıflıklarını paylaşmak en doğal hakkın. Ama senin de maalesef haklı olma payın var. Çünkü insanların zayıflıklarını göstermesi de kötüye kullanılıyor. Bunda da haklısın. Devir öyle bir devir.
Bir erkeği mesela çok beğenirsiniz ve bunu ona belli edersiniz al işte yine zayıflık. Veya tam tersi çok beğendiğini asla belli etmezsin falan. Niye işte belli edersen götü başı oynar falan denir! Belki sırf zayıf görünmemek için özgür iraden de kol gezen kaç kelimeyi yutuyorsundur. Ne acı içini en yakınındaki, en sevebileceğin insanlara mertçe dökememek! Çünkü biliyorsun ki zayıflıklarını söyledikçe onlar senden ya uzaklaşacak yada sana üstünlük taslayacak.
karşılaşacağın bu tepki maalesef insanın kendini terbiye etmeyi başaramamış doğasıyla da alakalı. Zaten ayrıca ihaneti sana, sarı çizmeli Mehmet Ağa değil, en yakınındakiler yapar. Yok be abi herkes yakınındakine ihanet etmez ya. Öyle gördün diye öyle yapmana gerek yok. Söyle içinden geçeni. İçinde tutup kanser olacağına söyle konser olsun. Baktın ki çizgiyi aşıyor hemen geri adım at. Kararında ol, öğretici ol. Anlat, derdini, tutarsız olma. Yine de olmuyorsa özgür bırak kin gütmeden. Ne felsefe yaptım ama boş :)
Yani felsefe yapmayım da ne yapayım ki? Kalkıpta nefret tohumları mı ekeyim? Olgunlaşmak bu olmaz ki! Yok efendim toksik ilişkilerden kurtul, değersizleştiren kişilerden uzak dur mu diyeyim. E sonra ne olacak etrafında insan kalmayacak. Boş verin siz gerli gereksiz sözde yaşam koçlarının bütünleştirici olmayan, egoistleştiren, bencilliğe yönelten, sözde akıl verici hallerine. Kimse kusursuz değil ki. İnsanın söz konusu olduğu hiç bir ilişki de sonuçları hesaplayamazsın. Sen kararında ol yeter.
İnsan ilişkileri ve insan doğasına istinaden örnekler içeren, ve belki kendi yaşadıklarınıza emsal teşkil eden bazı cümle parçaları bulduysanız dağıta dağıta anlatmaya çalıştığım zayıflık ve dürüstlük arası ilişkiler başlıklı yazımı anladınız sayıyorum.
AngelsTurkiye sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.