Uzun süreli ilişki arıyorum evet! Sakıncası yoktur umarım! Direkt madilik yaparak mı giriş yaptım bu yazıya? Sanırım öyle oldu çünkü bilumum mantiler ve tariz alıkabileceğim naftalar da dahil olmak üzere herkes uzun süreli ilişki arayışında. Ama bir sorsan uzun süreli ilişki nedir diye, herkesin değişik bir tanımı var kafasında. Özellikle de LGBT bireyleri etkileyen sözde uzun süreli ilişki modelleri Türkiye benzeri ülkelerde hep bir sorun. E tabi burada, tartışmaya açık olan sorunların neler olduğu önemli. İşte bu yazıda da bunu tartışıyorum zaten 🙂 Yani para mı her şey? Veya her şey gerçekten para mı? Kadın erkek uzun ilişkileri ap ayrı bir konu onu da biliyorum. Ama bu yazıda lubunyalık translık için uzun ilişkiler konusuna değiniliyor bolca. Taraflı yazılmış olduğunu düşünebileceğiniz bu yazı mı mutlaka okuyun. Güllümella babies 😉 Çünkü konu nerden nerelere gidiyor tek lokmada afiyet bir yazı bu 🙂
Uzun süreli ilişki: Her iki tarafın konuya istinaden hem fikir olduğu bir ilişki türüdür. Bu ilişkinin ilişki olarak adlandırılması için ille de sağlıklı olması gerekmez. Veya adını siz koyun 🙂 Keza bazı ilişkiler karmaşık ilişki veya açık ilişkidir. Ancak nihayetinde uzun ilişki kapsamındadır. Hani bildiğimiz üç beş senelik veya 3 5 aylık ilişkiler de genel olarak bu kapsamda. İlişkinin iyisi kötüsü ayrı bir tartışma konusu elbette 🙂 ama yine de iyisiyle kötüsüyle uzun süreli ilişki iyi veya kötü uzun ilişkidir. Anlaşarak veya anlaşamayarak geçen ilişkinin totali uzuna tekabül ediyor her halükarda 🙂
Bu yazıya konu olan uzun ilişki, liseli iki çiftin ilişkisi değil. Çünkü yaşam şartları ve beklentilerin henüz tam olarak devreye girmediği liseli çağlarda yaşanan ilişkiler daha çok platonik aşklar gibidir veya sözde daha masumhanedir. Hani bizimkisi gibi ataerkil toplumlarda liseli çağlarda genç kız ve oğlan birlikle olamaz falan gibi detaylar vardır ya. Onun dışında bizim toplumca öğretildiğimiz sözde uzun süreli ilişki aslında en mantıklı ve anlamlı haliyle evlilik veya benzeri olan şey değil mi. Hani liseli yıllarda birbirine aşık olmuş evlenmiş olanlar da var, yolları ayrılmış olanlarda. Ancak liseli yıllarınızda kız kıza veya erkek erkeğe ilişki yaşamışsanız bu durum tamamen değişir.
Bir de şöyle bir durum var, liseli yıllarda kız kıza veya erkek erkeğe yaşanan eşcinsel ilişkiler daha çok duygusallık ve cinsellik üzerine kurulu karmaşık ergen ilişkilerdir. Heterolar arasındada benzer dinamikler vardır. Öte yandan, bazılarının yaşadığı en sağlam ilişkiler de o yaşlarda başlamıştır. Şimdi bu tür ilişkileri irdelemeye kalkarsak bunun içinden çıkamayız. Lise çağları aşklarını konu dışı bırakıyorum. Çünkü Lgbt veya hetero fark etmeksizin, liseli çağlarda yaşanan ilişkiler ile aklı selim olunan yaşlarda yaşanan ilişkilerin dinamikleri gerçekten farklı. Dinamik kelimesinin ne olduğunu şu örnek teşkil eden cümleler ile daha da netleştirmeye çalışayım:
Yani liseli yıllarda kısa veya uzun süreli ilişkiler yaşayan taraflar henüz öğrenci veya genç neyse! Yaşlar küçük veya ebeveyn kontrolü altındalar. (istisnalar kaideyi bozmaz elbette) Doğal olarak o yaşlarda da bireyler ailesiyle yaşar. Yarını pek düşünmeden sadece ilişkinin duygusal yoğunluğuna odaklı davranırlar. Genelde ergen davranışlar söz konusudur. E tabi kabaca genelliyorum. Ancak bireyler olgunlaşmış evlenme yaşına gelmişse işte hayatın gerçekleri devreye girer. Hatta bazıları liseli çağlardan beri sevgilidir evlenmiştir falan yani… Ancak eşcinsel ilişkiler veya aşklar söz konusu olduğu zaman, genelde taraflardan birinin evlenmek istemesi veya evlenmeye zorlanmasıyla uzun ilişki bitiyor.
Evli eşcinseller konusuna ufaktan değindiğim linke bir bak. Herhâlde bu yazıyı okuyanlar arasında Lgbt veya hetero böyle ilişkiler yaşayanlarınız olmuştur. Peki ya aklı başında iki bireyin birlikte uzun süreli bir ilişki yaşamaya karar vermeleriyle devreye giren diğer faktörler neler? Kadın erkek yeri gelip evleniyor adını koyuyor. Travesti trans gay lezbiyen bireylerin uzun süreli ilişki anlayışı maalesef kanun tarafından tanınmadığı için mi olmuyor? ne bilim yani öylemi? Gönüller bir değil mi ayol 🙂 Kanun ne alaka yani tövbe 🙂
Bilindiği üzere Türkiye’de evlilik sadece kadın ve erkek arası ilişkiler için geçerli. Kadın ve erkeğin yasal olmayan birlikteliklerini kanun tanımıyor. Ayrıca dini nikahlı ise kadın bir hak iddia edemiyor. Ancak dini nikahlı olup resmi nikahsız ama çoçuğu olanlar gibi durumlarda kanun yine kadını ve çocuğu korur kurallar ön görmüş. Hani evlilikte kadına bilmem ne oranda bişiler düşüyor ve bu durum bilinen ayrı bir mevzu. Şimdi bu konuya, tam olarak bilmeden, örnek teşkil etsin diye değiniyorum çünkü konunun anlaşılır bir bütüne varması için bu konuyu baz almaya çalışacağım. Ancak gelişmiş ülkelerdeki evlilikten önceki birlikte yaşama kanununa da değinmek isterim. Buna Konkübinaj deniyor. https://en.wikipedia.org/wiki/Concubinage
Kadın ve erkeğin birlikte yaşamalarının kanunen tanınıyor olması kanunudur. Yani tabi şimdi kanunu tam detaylı bilemem elbette ancak genel hatlarıyla şöyle: Bireylerin tam evliliği istemediği veya hazır olmadığı durumlar oluyormuş. Aynı çatı altında yaşarken edinilenlerin kişilere düşmesi gerekiyormuş kanuna göre. Yani evlilikten önceki detayları dinamikleri ve parametreleri çok olan bir olay. Yani detay neyse önemli değil de yaklaşım fena değil bence. Düşünsenize adamın biri sizi yıllarca koliliyor sonra alıp başını naş. Aaa mehirlerim nerde diye 🙂 Ama evlnenince durum değişik. Herif zenginse eğer o zaman kadın direkt kurtuldu falan ya hani. Ama tabiki bu tanıma takılmayın. Olumlu olumsuz tarafından bakmaya çalışınca böyle bir karma algı oluşabilir. Yani sonuuç olarak Amerikada veya bazı Avrupa ülkelerinde Kanun yani… Boru değil! Bu kanun eşcinseller için de geçerli. Hani eşcinsel evlilik çok yerde yasal.
Amerika ve Avrupa’da evliliğin bir alt kademesi olan konkübinaj (birlikte yaşama hakkı) isimli yasayla korunan bir ilişki türü var. Konkübinaj şu anlama geliyor; Söz konusu çiftin tam bir evliliğe teşebbüs etmediği veya bu ciddiyete geçmek istemediği aşamada kişilerarası anlaşmalı duygusal ve cinsel ilişkinin de yaşandığı bildiğimiz birlikte yaşamalarının kanundaki yeri. Bu yasaya göre ilişkinin geçtiği yerde ve süre boyunca edinilen tüm kazanımlar ortaktır. Evlilikte olduğu gibi taraflardan birine bir miktar bişilerin düşmesi olayı gibi değil. Amerika’da veya Avrupa’da çoğu kadın erkek veya eşcinsel ilişkiler de bile evlilikten önce böylesi bir alt kademe de olan ilişki türü yürütülür. Çünkü Türkiye’de de olduğu gibi evliliklerin suistimal edildiği durumlar kanunların genellikle kadını ve çocuğu korumasından ötürü dünyanın çoğu ülkesinde suistimal edilmiştir…
Türkiye’de eşcinsel evlilik kanunu zaten yok! Eşcinsel veya hetero evlilik dışı ilişkileri tanıyan bir kanunda yok. Türkiye de bu tür ilişkilere dost hayatı veya metres hayatı dendiği de oluyor. (Metnim umarım reklam filtrelerine takılmaz. Neyse… 🙂 Oysaki Avrupa’nın bazı ülkelerinde ve bir çok eyalette hem eşcinsel evlilikler hem de birlikte yaşama hakkı her iki taraf için de var! Yani iyi kötü ayrı mesele… Maddiyata bağlı olan tarafları var demek ki ilişkilerin….
Elbette birilerini maddi çıkar için sevmek başka mesele bu çok kötü birşey. İnsan sömürüldüğünü görür anlar. Bu aşk veya sağlıklı ilişki değildir. Ama maddi güçleri aynı olmayan iki insanın bir birine aşık olması durumu başka. Her birlikte olanın da maddi durumu eşit değildir.
Bunun hukuku elbette tartışılır… Aşk elbette beklentisiz olmalı. Ama her zaman derim ki insanın insandan çıkarı kadar normal birşey olamaz. Aşk varsa taraflar beklenti oluşmadan görmelidir. Keza aşk durduk yere olmaz. Şartlara göre gelişir… Detay çok fazla
Bir erkek bir kızı ailesinden isteyince kendini ona bakmakla yükümlü hissetmiyor mu? Ne yanı aşk evliliğe dönüşünce menfaatler menfaat olmaktan çıkıyor mu? Veya her iki taraf ta çalışıyorsa akıl birliğiyle maddi sorunları aşabilirler de
Bizim ülkemizde eşcinsel ilişkiler çerçevesinde aktiflerin sex yapmak için yeri bile yok. Yeri temin eden hep pasifler. Bu yer bedava mı? Şimdi bu yerde kişiler arası ilişkinin matematiği değişirse kişilerin beklentileri devreye girmez mi? Beklenti ve çıkar aynı şey değildir…
Benim hukukumda çıkara yer yok. Kendimi satarım yine çıkarımı korurum. Ancak biri beni sevdiğini söylerse ve bunu benim evimde benim yuvamda söylerse beklentiler değişir. İnsan zamanla görmek ister.
Erkek erkeğe evlilik yok diye sırf minik minik masraflar yüzünden aşk bitiriliyorsa, o zaman erkekler kursun bir ev bir düzen sevdikleri için. Kız olunca altınlar takılar evler iş güç sahibi olunur. Ama Trans veya pasif olunca beklentiler çıkarcılık oluyor öylemi? Translara bakış açısı değişmez ise alttaki yazı vuku bulur.
Bir erkeğin maddi gücü olmayabilir. Bu durumda iken içkiye kumara veya başka şeye harcıyorsa benim evimde benimle özel şeyler yaşadığı yere de katkı sağlamalı. Bazen düşünüyorum da. Erkekler eğer kanun korumasa bunu sadece translara değil kadınlara da yapacaklar demek ki. Yani kanun boş yere kadını ve çocuğu korumuyor değil mi? Kanunun bir bildiği var çünkü. Ama trans olunca nakka hayatım. Kimse senle evlenmiyor, kimse senle yaşamıyor. Durum öyle olunca da transların seks işçiliği artıyor. Çünkü haklı olarak çoğu trans bu yaşam şartlarında trans kimlikleriyle hayatta kalmak zorunda. Ben burada seks işçiliği kötüdür demiyorum lütfen dikkat. Ancak Türkiye’de yaşayan kadınların büyük çoğunluğu seks işçiliği yapmıyor demi. Profesyonel eskortluk yapan çok kadın da var o da ayrı mesele. Ancak tersi bir durum olarak Transların çoğunluğunda ise seks işçiliği kaçınılmaz görünüyor.
Herkese var da bize yok mu?
Bu konuyla alakalı şu iki yazıyı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Çünkü bu konuların hepsi bir biriyle bağlantılı. O yüzden bağlantılı konuları da yazıya eklemek istedim. Ben çözüm sunamıyorum maalesef sadece her yazımda olduğu gibi gözlemlerimi aktarıyorum. Bloglarımı okuduğunuz için teşekkürler
ikinci yazı da bu.