Savaşmak sevişmek, taktir edilmek, beğeni kazanmak: İnternet’teki oyunlar ve arkadaşlık siteleri uygulamalarına bu yüzden mi çok düşkünüz? Oyunlarda savaşıyor, hırs yapıyor, zafer elde ediyoruz. Sosyal medyada beğeni ve takdir almak için varız. Çöp çatan sitelerinde ise temel içgüdümüzü tatmin etmeye çalışıyoruz. Peki insana özgü tüm bu temel fiziksel ve manevi ihtiyaçları İnternet’ten mi bekliyoruz?
Günümüzde o kadar çok oyun ve uygulama var ki. Savaşmak sevişmek ve takdir edilmek gibi her ihtiyaç bu uygulamalardan sağlanıyor. Düşünsenize bir, aslında İnternet denen şey bir zamanlar sadece blogların ve basit iletişimin dünyasıydı. GPRS ilk çıktığında çok heyecanlanmıştım mesela 🙂 Sonradan, günümüzde bildiğimiz İnternet oldu. (inter-net : basit anlamda ağlar arası demektir). Hani o bildiğiniz İnternet ve neredeyse su diye içtiğimiz cigabaytlar (gigabyte). Doğal olarak bu cigabaytlarımızı da bitiren uygulamaların kendisi oluyor.
Bazı GSM şebekelerinin cigabayt paketleri falan da ay sonunu getirmeye anca yetiyor. Hepsi tamamen ihtiyacımıza göre şekil alan ticari bir sektördür bu İnternet dediğimiz fenomen. Ve her ne kadar insanları sözde uzak tutmaya çalışsalar da, sosyalleşin, parka gidin gezin tozun gibi hatırlatsalar da, insanların internete ilgisi parkta bile devam ediyor. Yani park ve internet ikilisinden bahsediyorsak çok sıkıntı yok keyif alın. Ancak aşırı anti sosyal biri haline gelmemek gerekiyor. Öte yandan internet sosyalleşmenin dahi tam ortasında. Yani savaşmak sevişmek taktir edilmek olgularının hepsi internet sayesinde gerçekleşiyor. Yani bildiğimiz internet mutlulukları
Hangimizin telefonunda, tabletinde, sevdiğimiz oyunlar yok? Mutlaka vardır. Mesela ben tam bir oyun severim, ve *Moba oyunları tam ilgi alanım. Örneğin en bilinenlerinden olan Mobile Legends: Bang Bang, Arena of Valor gibi oyunlar. 3’e3 4’e4 5’e5 oyunlar ve savaşlar var ya.. Ofuiii olaay… Öyle ki, savaşa, yenmeye, yenilgiye doyuyorsun. Ayrıca uygulama içinden sohbet edebildiğiniz bölümler de var.
Hele ki arka fondaki poh pohçu kızın sözleri ise şöyle. E tabi ben sadece kelimelere vurgu yapabilirim, sizin o andaki müzikle birlikte gaza gelişiniz veya heyecanınızı sağlayan ise arka plandaki sesin kendi. İşte o sözlerden bazıları şöyle.. her iki oyundan da karışık bir kaç tane yazdım. Ve youtube videolarını ekledim.
You have defeated an enemy : Bir düşmanı mağlup ettin ( e tabi arkada coşkulu bir sesle)
An enemy has been slained: Bir düşman katletidildi
An enemy tower was defeated: Düşman kulesi yıkıldı
Victory: Zafer
Godlike: Manyak
Your team has destroyed a Tower: Takımınız bir kuleyi yok etti
Ve daha buraya yazmadığım onlarca gaza getirici sözler. Alttaki videoda oyunun, orijinal seslerini dinleyebilirsiniz. Ancak videodaki sesler ham kayıtlar. Yani efekt ve müziklerle güçlendirilmemiş. Ama yine de ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Bu videoda da Arena of Valor oyunundaki sesleri duyabilirsiniz.
Bu sesler oyundayken emin olun bir hayli gaza getirici. E tabi yukarıdaki videolar sadece çıplak sesler! Oyundayken savaş müziğiyle çok keyif verici ve gerçekten gaza getiriyor 🙂. Bu oyunları yeterince oynadıysanız yukarıdaki sesler size tanıdık gelebilir. Sanki, izlediğiniz bir filmin sahne arkasını görmüş gibi hissettiyseniz, bu oyunları bir hayli oynamışsınız demektir. Yani asıl altını çizmeye çalıştığım, taktir edilme egomuz, savaşma egomuz var da bunu oyunlarla mı bastırıyoruz acaba? Bunun için mi var yoksa oyunlar! Çok da güzel oluyor oynuyorum seve seve 🙂
Keyfimize bakıyoruz zaten. Benimkisi sadece optimist bir eleştiri. E tabi her oyun da savaş için değil elbette. Ama bir düello veya sürekli tetikte olma durumu bu oyunların hepsiyle söz konusu değil mi? Tam bir challenge! Bazı oyunların veya uygulamaların, zeka, zihin, algı, beceri, dikkat, öğrenme vs. gibi özelliklerimizi geliştirici olduğunun iddia edildiği söz konusu. E gel de antisosyal olma 🙂 Mutlaka bazılarını denemişsinizdir. Bütün bu uygulamaların hepsi, özellikle, savaşma, zafer kazanma ve takdir edilme ihtiyaçlarımıza ve egolarımıza çok da iyi geliyor. Hele ki bunu sosyal medyada paylaşmak cabası. E tabii savaştık, takdir gördük peki ya sevişmek? Nasıl tatmin olacağız?
Oyunlar veya bizi eğlendiren interaktif uygulamalardan sonra en çok tercih edilen uygulamaların başında arkadaşlık sitesi uygulamaları geliyor. Çünkü birde *sevişken, cinsellik isteyen ve duygusal tarafımız var. Cinselliğin bir oyun olmadığının da farkındayız. Ve sanırım söz konusu tatmin olmak ise, insana oyun uygulamalarından bir nebze daha yakın olan bu arkadaşlık uygulamalarında, önce beğenilmek isteyen tarafımızı, sonrada sevişken tarafımızı tatmin etmeye çalışıyoruz. E tabi bu arkadaşlık uygulamalarında, yerine göre, oyunlardaki kadar tatmin olamayabiliyoruz. Çünkü bu durumda netten birini bulup tensel temas durumları söz konusu. Yani olaylar her halükarda fiziksel hayattaki bir hareket olarak vuku bulacak! Oyun vb uygulamalardaki gibi sanalda kalmayacak. Ha bazen arkadaşlıkların da sanal olduğu oluyor ve bir şekilde kişiler tatmin sağlayabiliyor mu ? Kısmen ve kesinlikle evet. Ayrıca bazı oyunlarda bile sohbet özelliği var. Bazıları oyunlarda bile sosyalleşip arkadaşlık kurabiliyor. Sanal ilişkileri sevenler için geleceğin arkadaşlık siteleri başlıklı yazı tavsiyedir 😉
Hani arkadaşlık sitelerindeki, temel maksadımız olan tensel temas durumu, çok taraflı çok tartışmalı. Ve nihai sonuçları çok parametreli. Ancak sevişme içgüdümüzün altını çizmeye çalıştığıma göre muhtemelen ne demek istediğimi ve bunun arkadaşlık siteleriyle olan alakasını daha iyi anlamışsınızdır. Arkadaşlık sitelerindeki bildirim seslerinin bazılarını bilirsiniz. Düşünsenize, bildirimleri uyarı sesi yerine, oyunlardaki gibi, size daha çok gaz veren heyecanlandıran, gerçek bir konuşma olsa, ne olur acaba! Biri seninle tanışmak istiyor, biri resmini beğendi, vb şekilde sesli olsa bu bildirimler yer yerinden oynamaz mı? Düşünsenize otobüstesiniz ve tıkış tıkış iken, basit bir mesaj sesi yerine, ‘biri senle tanışmak istiyor’ diye bangır bangır bağırsa telefonumuzun bildirimi. Ama oyunlardaki havaya sokan ses tonuyla olacak yoksa bir esprisi kalmaz 😅 .
Facebook, Instagram, Twitter kullanmayanlar var bunu biliyor musunuz? İnanın ki var! Bazı insanların gerçekten hiç sosyal medya hesabı yok. Bu insanların çalışkanlıklarından ödün vermemek için mi yoksa orada vakit kaybetmemek için mi sosyal medyayı kullanmadığını tam bilmiyoruz! E tabi yapacak bir şey yok. Herkesin kendi seçimi elbette. Hatta şunu da ekleyebilirim; Bu sosyal medya kullanmayan kişilerin bir çoğunun en az bir arkadaşlık sitesinde gizli kapaklı da olsa bir profili var. Bu arada arkadaşlık siteleri Facebook Instagram gibi sosyal medya grubuna girmiyor. Arkadaşlık siteleri, yukarı da da bahsettiğimiz çöpçatanlık siteleri gurubuna giriyor.
Aslında sosyal medya bilgiye erişim açısından bulunmaz bir nimet. Bir çok konudan haberdar olmanın ve kitlelere ulaşmanın en etkili yolu sosyal medya. Hatta bazılarının sosyal medyayı bile çöpçatan servisine dönüştürdüğü de ayrı bir konu. Ancak temel amacına bakacak olursak sosyal medya, kişisel görünürlüğümüz ve son yılların Instagram fenomeni olma sevdasının ve beğenilme olgusunun vuku bulduğu platformlar. Bunun da en temelinde yatan beğenilme ve takdir edilme ihtiyacı olabilir.
Ve bazıları öyle tutkun ki beğenilme sayısına; buna göre mutlu veya mutsuz bir gün geçirebiliyor. Hatta sırf bu yüzden takipçi satın alma yerlerine para ödeyenler var. Aldık 100 beğeni, 1000 görüntüleme hoop bir de baktık ki aslında takipçilerimiz robot çıktı. Ne yani bizi robotlar mı takip ediyor? E tabi takipçi sayısını yarı robot yarı gerçek kişilerden götüren profillerde söz konusu bunu biliyoruz. İlle de gerçek takipçi olsun diyorsanız Instagram’da gerçekten sizin yerinize etkileşime giren followers chief isimli bir uygulama var. Uygulamanın nasıl kullanılacağını resim üzerinde ayrıntılı anlatılmış. Ancak hesabınızın kapatılma ihtimali çok yüksek. Lazım olur diye adamlar yapmış buradan 👈gidebilirsiniz.
Tüm uyarı ve uzaklaştırma önerilerine rağmen, hepimiz biliyoruz, ve kabul ediyoruz ki, büyük bir çoğunluğumuz sosyal medya ortamlarının olmadığı bir hayat düşünemiyor. Sürekli ama sürekli elimizi telefondan çekmeyişimizin sebebi de geneldesosyal medya. İstisnalar kaideyi bozmasa da, bu uygulamalar için, büyük bir çoğunluğun hayatına hükmediyor diyemeyiz. Hatta bu uygulamaları kullananların büyük bir çoğunluğunun, vakitlerinin büyük bir çoğunluğunu, bu platformlarda harcadığını da iddia edemeyiz. Ama genel olarak, baya bir zaman boyunca bakıyoruz ve birinden girip birinden çıkıyoruz. Instagram Youtube Twitter ve Tiktok dikkatimizi çekmek için yapılmışlar 🙂 Bir girdiniz mi çıkamıyorsunuz.
Yani savaşmak, sevişmek, takdir kazanmak, beğenilmek gibi hareketlerin bütünü genel olarak insana özgü isteklerdir. Data şirketleri bu bilgilere dayanarak, yukarıda bahsettiğimiz uygulamalarla aslında üzerimizde bir etki bırakmaya mı çalışıyor? Yoksa insanın içindeki bazı duyguların kontrolden çıkmasına engel olmaya mı çalışıyor? Veya hepsinden öte, internet dünyasındaki bu uygulamalar bize bişe yapıyor mu?😉
* Korölatif: ilişkilerin biri olmazsa diğerinin olamayacağı çıkmazı. Tavuk mu yumurtadan, yumurtamı tavuktan gibi
* Moba (Multiplayer Online Battle Arena: Çok oyunculu sanal savaş alanı)
* Sevişken: Cinsel aktiviteler ve veya etkleşimlerin tümüne olan ihtiyaca düşkün olma hali