
İnsanın insandan çıkarı norm mu anorm mu?
İnsanın insandan çıkarı başlıklı bu yazı bilirkişi tarafından yazılmamıştır. Ama yazan kişi çok bilmiş olabilir. Kim en iyi bilir sen onu söyle; Çok okuyan mı çok gezen mi ? Görelim bakalım önden buyurun.
Bu yazıda sıklıkla bahsi geçen çıkar kelimesi yer yer beklenti anlamında kullanılmıştır. Aksi halde elbette bildiğimiz anlamıyla çıkar tek başına tabiki çok kötü bir kavram ve her türlüsü kötüdür. Lakin beklenti farklı bir şey. Bu yüzden bazı yerlerdeki çıkar kelimesinden anlamak istediğiniz size kalmış. Öte yandan biraz taraflı yazmış da olabilirim.
Çıkarcılık meselesine değişik bir açıdan bakan bu yazıda kendimden bir şeyler bulduğum için eklediğim detaylar var. Belki sende kendinden bir şeyler bulabilirsin. İnsanın insandan çıkarı olması çok normal bir durumdur bunu öncelikli olarak belirtmek isterim. Bazı insanları bir şeyler bekledikleri için menfaatçi olarak yaftalayamayız. Nihayetinde birinde vardır diğerinde yoktur da beklenti duyar insanlar. Genel anlamda her önüne gelenden, hep beklenti içinde olanlardan bahsetmiyorum dikkat. Genellikle Aile veya özel ilişkilerimizdeki beklentilerden bahsediyorum. Kolpalık derecesindeki basit derecede olan çıkarcılıktan da bahsetmiyorum.
Gönlünüz öyle istiyor diye istediğiniz olamaz
Gönlünüzü hoş etsin diye kapısını çaldığınız veya kederinize ve mutluluğunuza ortak olması için evinize davet ettiğiniz insanı, beklentileri olduğu için çıkarcı diye nitelendiremezsiniz. Çünkü onun kapısını çalar olmanız kederinize ortak etmeniz gibi bir samimiyeti oluşturmuştur. Ve tabiki bu süreç tek başına kıstas da değildir…! Bütün bu ilişkilerde çıkar gelişmiştir demiyorum. Ama çıkar meselesi bu veya bunun gibi her türlü ilişkide karşınıza çıkabilir.
Sokaktan geçen biri değildir ki beklenti içinde olan kişi. Sizden beklentisi olanlar, genel olarak oturmuşluğunuz, yemiş içmişliğiniz vardır da beklenti içinde olmuştur. Belki siz ona karşı hiç düşünceli davranmamışsınızdır da beklenti içinde olmuştur. Siz, söz konusu kişilere gerekeni yapsaydınız o kişiler zaten beklenti içinde olmazdı. Veya siz yapacağınız güzelliği bir kere yapsaydınız da, o, yüz verince astarını ister gibi davranınca bunun kararına da siz varsaydınız. İnsan kendisine en yakın olandan, kardeşinden veya bazı yakın arkadaşından beklenti içinde olmayacakta kimden olacak? Bu otomatik olarak zaten her koşulda gerçekleşir. (Yukarıda da belirttiğim gibi herkesten çıkar elde etmenin peşinde olan, insan emlakçılarından bahsetmiyorum)
Çıkarlar karşılıklı şekil alır
Dostluklar, yerine göre, karşılıklı iyiliklerle de şekil almak durumundadır. Durumu gayet iyi olduğu halde size bugüne kadar günahı kadar faydası olmayan sözde yakın dostlarınız emin olun dost değildir. Siz onlardan bir şeyler beklerken onlar sizin beklentilerinize mahal vermemek için yalandan para yok borç çok psikolojisini kullanırlar. Oysa ki o aynı insanlar güçlü insanların yanında sahip olduklarıyla da hava atarlar…
Bu dost sandığınız insanlardan bir salkım üzüm istemeyin! Çünkü bağını alacağınızı sanırlar. Bu tür insanlar sizin gerçek dostunuz olsalardı siz istemeden bir salkım üzümü size zaten çok görmeden verirlerdi değil mi? Dostluğu sizin zor durumda olduğunuzu siz söylemeden görebilende arayın. Dikkat taraflar arası ekonomik denge ve ilişki boyutunu hiç bir zaman gözden çıkarmayın. İki kişi arasında olanın hukuku olmaz ama bakış açısı olanlar bir şeyleri savunur.
Dostluklarla İnsanın İnsandan çıkarını gözlemleriz
Bazen zor durumda olduğumuzu bile bile parmağını kımıldatmayan dostlarımız olmuştur hayatta. Olur da siz bir yardım istediğinizde hasbelkader verirse, bu kişi, size bağını vermiş gibi davranmaya, sizi kendine borçlu hissettirmeye ve ayrıca sözde iyi dostmuş gibi izlenim verme fırsatını da kaçırmamak adına verecektir eli titreyerek. Sizin istemenize gerek kalacak şekilde kör olan arkadaşlarınızdan beklenecek davranış başka ne olarak açıklanabilir ki zaten? Çünkü bu şekilde davranmak işlerine gelecektir.
Bu tür dostların zamanla sizden uzaklaştığını kendisi gibi varlıklı dostlar edindiğini görecek size hep eksiğini gediğini anlatıp kendilerinden bir şey istememeniz için yalandan rol yaptığını göreceksiniz… Bu kişiler bir zamanlar en sevdiğiniz dostunuzken sonradan kendi aç gözlülükleriyle artık sizi görmezden gelen kör olmuş kişilerdir. Onların dostluğu artık kendilerinden daha güçlü olanlara yalakalık yapmakla geçecektir. Malından mülkünden eksilen olmasın da hayatlarından siz eksilin onlara yeter. Çünkü siz onlar için artık bir hiç sayılırsınız… Çünkü hiç bir şeyiniz yok!
Bilmediğiniz şeyler değil
İnsanın insandan çıkarı ile alakalı buraya kadar anlatmak istediklerimi bilmeyenimiz yoktur herhalde. Hani parayı bulunca poposu kalkan arkadaşlarınız olmuştur illaki. Derler ya para insanı değiştirir diye. Bu çoğunlukla doğru bir tespittir ancak değişmek de yanlış değildir. Çünkü ekonomik güç elbette kişinin şartlarını değiştirir. Fakat bu durumda kişinin karakteri de değişirse işte o arkadaşlarınızdan vazgeçmenin zamanı gelmiş demektir. Sorun değişmek de değil! Ne olduğundur. ‘Ne olacağım değil de, ne oldum’ diyenden kork diye boşa dememişler
Ayrıca buraya kadar anlattıklarım çıkar meselesinin tartışılabileceği en makul saha. Aile ve çok yakın çevre ile olan çıkarlar masumanedir çoğu zaman keza… Ancak buraya kadar anlattığım çoklu ilişki çemberine özel cinsel ilişkiler yaşadığımız kişileri eklemedim bile. Çünkü işte o zaman işin rengi değişiyor. Ancak hayatta her an sağlıklı ve sağlam iradeyle yapılan davranışlar önem arz eder ve her hareketi kararında yapmak gerekir. Bazen yapılması gereken fedakarlıkları çok görürüz. Bu özgür irademizde vuku bulur ve pratiğe geçer. Yaparız veya yapmayız! Bir başkası size veya siz ona aranızda geçenlerden ötürü çıkarcı diyemezsiniz. Genel olarak bildiğimiz anlamda çıkarcı olanlarla da aynı hayatı paylaşırız. Yani menfaat meselesi çok uzun bir hikaye. Bir damla bakış açısı eklemeye çalışıyorum sadece… Öte yandan fırsatçılık ve çıkarcılık benzer şeyler ancak durumları böyle olmaktan ayıran asıl şey, kutsal veya hukuki olan değer yargılarıdır.