Hızlı bir siteye sahip olmak Google’da ilk sayfada çıkmak için en önemli kriter. Buna eşlik eden içerik ise bir diğer çok önemli kriter. Bu şartlar sağlandıktan sonra size bu konuda asıl yardımcı olacak olan ise, seo çalışmalarınıza tepki veren Google arama motorunun kendisi ve Yandex, Bing, Yahoo gibi diğerleri. Arama motorlarında ilk sayfaya gelmek için yapmak gerekenler benzer olsa da ufak tefek farklılıklar vardır. Ayrıca en büyük arama motorlarının ilk sayfa sonuçları genelde farklıdır. Seo deyince sandığınız Google ve benzeri arama motorlarında ilk sayfa da çıkmak ise, yanılıyorsunuz. Çünkü seo, Google’da ilk sayfada çıkmak için değil, arama motorlarında görünürlük için yapılan çalışmanın adıdır. Yani tam olarak Google’da ilk sayfada çıkmak demek değildir.
Evet, çalışmanın adı seo dur! Ama bu seo çalışmalarında ilk sayfada çıkma garantisi verilemez ve ilk sayfa şart değildir. Seo, çalışmanın adı, yani arama motorlarının sıralamalarında yükselmek için uygulanan bir iyileştirme tekniğidir. Burada rakibiniz arama motorları değil, söz konusu içerikte sizinkinden yukarıda olan diğer sitelerdir. Dolayısıyla içeriğiyle ilk sayfalarda olan diğer insanlar! Yani bir mikro ve makro çerçeve söz konusu.
Anahtar kelimenizde ilk sayfaya gelip bunu başardıysanız siz bir seocu sayılırsınız. İlk sayfada değil de belli bir sırlamaya girdiyseniz bile seocu sayılabilirsiniz. Seo hizmetini parayla satın almak mümkün. Reklamlara kıyasen daha ekonomiktir. Ancak yine de dikkatle yapılması gerekir. Para ile bu hizmeti alacağınız ajans veya kişiyi çok iyi seçmeniz çok çok ehemmiyetli. Yine de, sitenizdeki her yazı için aranma sorgularında ilk sayfada olmak gibi bir dünya yok. Ve mesele kesinlikle bu olmamalı.
Şu sorulara cevap verin; Google’da ne yazılınca ilk sayfada çıkmak istersiniz? İlk sayfada çıkan bir içeriğiniz var mı? Bu 2 soruya ufaktan değinelim!
Google ve Yandex site yönetim araçlarını kullanmak sitenizin geleceği için çok önemlidir. Hem Yandex, hem Google, hem de Bing, kendi web sitesi yönetim araçları himzeti sunar. Yandex webmaster tools (Yandex metrica) kullanıyorsanız Yandex’in, Google Search Console kullanıyorsanız Google’ın dilini konuşuyorsunuz demektir. Arama motorlarıyla iletişime geçmek için, bu farklı web sitesi yönetim araçlarını (konsollarını) kullanmanız önemli. Bu yönetim panelleri sitenizin performansını arttırıp hataları görmeniz ve ziyaretçi analizi verisine erişmenizi sağlar. Google ve diğer arama motorlarında sıralamanızı yükseltebilmeniz için iyileştirmeler önerir.
Yukarıdaki bahsi geçen arama motorlarından hangisini seçtiğiniz kendi içinde apayrı bir önem taşır. Ancak dünya çapında en popüler olanın Google olduğu aşikar. Ancak diğer arama motorlarına optimize etmek de önemli. Yakında, Google’ın şart koştuklarından bir tanesi de ‘diğer arama motorlarıyla da çalışmak’ olursa hiç şaşırmayın. Örneğin sosyal medya entegrasyonu Google açısından çok önemli bir kriter. Böylece diğer arama motorlarıyla da entegre olmanızı istemesi de kriterler arasında. Hangisini yapabiliyorsanız yapın! Ve her birine ayrı ayrı vakit ayırarak ve zamana yayarak sitenizi ve içeriklerinizi optimize edin. Yönetim panelinizde tüm ipuçlarını göreceksiniz.
Temelde backlink, hacklink ve benzeri İnternet sitelerinde yayılma, bunu sosyal medya entegrasyonu ile birleştirme, tanıtım yazıları, link alışverişleri vesaire gibi hizmetler satın alma ve benzeri diğer faaliyetler, arama motorlarında kendinizi göstermek için yaptığımız seo çalışmalarından biridir. Ancak baclink’in kötüye kullanılması bir avantaj değil. Bu yüzden baclink almak artık çok önemli değil derler. Ama bu tam olarak doğru değil. Çünkü kaliteli içeriğinize kaliteli bir web sitesinden link almak eşsiz bir referanstır. Her siteden almak ise dezavantajdır.
Fakat günümüzde kaliteli backlink o kadar değerli ki, rekabetten ötürü bunu alabilmeniz kolay değildir. Bunu ücretli veren firmalar var. Bu firmalar bu tür backlink satışlarıyla aylık, 3 aylık veya yıllık paketler sunabilirler. Ama Google bunu sevmez! Bilmenizde fayda var. Ayrıca backlink ticareti yapan sitelerin otoritesinden emin olmanızda fayda var. Keza her siteye backlink veren bir sitenin otorite skorunu koruması zordur. Yani size bir faydası olmaz. Ayrıca sürekli bunlara yatırım mı yapacaksınız? Veya kaç tane yazınız için bunu yapabilirsiniz? Evet backlink önemli! Ancak bunu herkes yaparsa o zaman kim ilk sayfaya çıkacak? Bu durumda ‘on page seo’ yani site içi seo’nuzu kusursuzlaştırmanız gerek.
Gerçekten sağlam bir içeriğiniz yoksa sıralamaya girmek o kadar da kolay değil. Aslında teorik olarak çok sağlam bir içeriğiniz olsa ve hiç bir seo çalışması yapmasanız bile arama motorları sizi bulup belli sıralamaya getirir. Keza arama motorlarının işi bu. Kıyıda köşede kalmış sağlam içerikleri gün yüzüne çıkarmak. Ancak kopya içeriklerle bir yerlere gelmeyi unutun! Bu neredeyse imkansız! Benzer bir üslupla yazılan yazıları bile tespit etmek artık çok kolay. Çünkü artık arama motorlarının yapay zeka yazılımları klavye vuruşlarınızı bile tespit edebiliyorken başka bir kopyayı tespit eden siteler bundan para bile kazanıyor. Örneğin altta bu hizmeti veren onlarca siteden birisi olan Copyscape. Bu site kopya içeriği bulmak veya içeriğinizin kopya gibi algılanmasını sağlayacak detayları bulmanızı sağlıyor.
Arama motorları, özellikle de Google, sezgisel yaklaşım sunarak belli bir mantık yürütür. Bu bağlamda en iyi içeriği derecelendirir ve ilk sayfaya getirir. Bazen küçücük bir husus bile bu sıralamada onlarca sıra ileride veya geride olmakla sonuçlanabilir. Bu yüzden belli kelime çiftlerine odaklanırken dikkatli olmak da fayda var. Lakin sağlam içerik her zaman yukarılarda olacaktır. Bu arada alakalı içerikler, ve hedef kitlenize uygun yayınlar olması vs. diğer parametrelerden biri.
Emsal teşkil etmemek, yani özgünlük (orijinallik) biraz alengirli bir şey açıkçası. Bir örnek vermek istiyorum. Yaklaşık 4 5 sene önce yazdığım bir kaç makalem vardı. Bu makaleleri yazmadan önce Google da biraz araştırma yaptım. Yazmak istediğimin eşine rastlanır türde örnekler vardı. Bu bağlamda yazacağım içeriğin Google’da ilk sayfada çıkması bir nebze zor gibi görünüyordu. Ancak istisna olarak yazmak istediğim detaylar gerçekten önemliydi çünkü henüz birilerinin yazmadığı detayların olduğunu fark ettim ve tabiki hemen yazdım.
Makalemde mobil telefon klavyelerinden ve Türkçe çekim hatalarından ve yazım düzeltme özelliklerinden detaylıca bahsetmiştim ve doğal olarak bu makale için anahtar kelime çiftim ”telefon klavyeleri” idi. Söz konusu yazım 3 5 ay sonra ilk sayfaya geldi, ancak yazıyı yayınladığım site projemi kapattım vs… Yıllar sonra bu blogda düzenleyerek yeniden kaleme aldım. Şu aşamada söz konusu yazı Google’da ilk sayfaya gelir mi bunu zamanla göreceğim. Ancak asıl altını çizmeye çalıştığım şey yazının ilk sayfaya gelmesi değil, yazının özgünlüğü. Üstelik şimdi çok daha özgün. Telefon klavyeleri ile yazım düzeltme başlıklı yazıma giderseniz özgün içeriğin nasıl olması gerektiğiyle alakalı fikir edinebilirsiniz. Ancak bu defa ‘blogumun konseptinden ötürü o yazım otoriter bir websitesinde değil‘ faktörü, devreye giriyor.
Çünkü gerçekten henüz kaleme alınmış detaylarda benzeri bir yazı olmasa da sitem bir teknoloji sitesi değil. Telefon klavyeleri kelime çiftinin aranma marjı ise başka parametreler bütünü. Ayrıca 5 yıl önceyle bugün arasında söz konusu kelime için yüzbinlerce dolarlık aranma marjı ve reklam yatırımı da söz konusu 🙂 Bu yüzden o yazımın, bu kelime çiftinde ilk sayfada görünmesi zor, ancak ilk sayfada görünmek isteyen otorite bir site için fazlasıyla etkili bir backlink kaynağı olabilirim mesala.
Seo, onlarca kriteri olan ve sürekli değişen bir teknikler bütünü. Evet bu doğru! Seo teknikleri sürekli değişiyor. Seo durağan bir şey olsaydı bütün sitelerin ilk sayfada olması gerekmez miydi ? Bütün siteler de ilk sırada olamayacağına göre, içerik üretmenin felsefesi de bu olmamalı. Yani siz ilk sırada olma kurallarına göre içerik üretseniz de, bu içeriğinizin ilk sayfada çıkacağı garanti edilemez. Hatta çıkmak zorunda da değil. Çünkü yine de söz konusu içerikten trafik alabilirsiniz. Birilerinin arama sorgusuna denk düşen kelime çifti veya cümle öbeği arama motorlarının zekasında bir ışık yakabilir 🙂
Web sitelerinin site içi ve site dışı seo’larında standartlar geliştikçe, arama motoru kriterleri de değişiyor. Google vb arama motorları da kendi kurallarını aslında içerik üreticilerine göre de güncelliyor. Bu bağlamda herhangi bir arama motorunda ilk sayfada veya ilk sırada olmak, diğer bir arama motorunda da ilk sayfa garantisi değildir. Çünkü hepsi de farklı algoritmalarla çalışıyor. Ancak bazen, her iki arama motorunda da ilk sayfada benzer sıralamada veya bazen de birinde en tepede iken bir diğerinde ise ilk 100 de bile olunamayabiliyor.
Dürüst olmak gerekirse, reklam gösterimiyle internetten kazanç sağlayan bir siteniz varsa özellikle Google’da iyi bir sıralamada olamamak ciddi bir kayıptır. Eğer çok pahalı bir kelime çiftinden bahsediyorsak durum daha da beter. Reklam sektöründe kelime bazında aranma marjını da göz önünde bulundurunca, Seo binlerce dolarlık bir güçtür. Gücün sahibi ise hep değişir ve bu yüzden sürekli olarak bir seo mücadelesi verilmektedir. en çok tercih edilen Google ise 2020 itibariyle bu konuda halen lider konumda.
Google’da ilk sayfada olmak yada olamamak… ‘Bana anahtar kelimeni söyle sana ne kim olduğunu söyleyeyim ‘Ütopik tanım: Seo, Arama motoru optimizasyonu da denen ve büyük bir gücün yetkisine sahip Google ve üvey kardeşleri Yandex, Bing, ve Yahoo’dan ibaret olan ve bunun üzerinden devasa miktarlarda paranın döndüğü sanal bir alan. Ve bu alanda süregelen felsefeyi iyi anlamak gerek. ”Seo‘nun felsefesi mi olur muş” dediğinizi duyar gibiyim. Bir yerlerde ben Seo uzmanıyım deyip ondan bundan para koparmaya çalışan seocular oluyor da Seo felsefesi olmaz mı?
Seo uzmanı yoktur demiyorum. Elbette var. Ancak bu adamlar kişilerin ufak çaplı blogları vesaire için uğraşan ve ”hadi” deyince bulabileceğiniz kişiler değildir. Ayrıca bulsanız bile sıradan blogunuz veya siteniz için uğraşacak vakitleri yoktur ve bu insanları 3 bine 5 bine alamazsınız. Ayrıca bu tür profesyonel Seo hizmetine kim ihtiyaç duyar ? Tabii ki yine dev firmalar. Bu bağlamda kendi kişisel veya ekip blogunuz için en iyi Seo uzmanı sizsiniz. İyi bir seo uzmanının nasıl olması gerektiği ve nasıl bulanabileceğiyle ilgili ip uçları alttaki videoda
Alanında çok iyi seo uzmanları büyük şirketlerin dev projeleri için yeterince meşgul olan kişilerdir. Bu uzmanlar standart Seocuların bilmediği yöntem ve taktikleri kullanan, hayatlarını bu işe adamış ve genellikle yüksek maaşlı kişilerdir. Örneğin, iki dev şirketin Seo çalışması için en güvenilir kişilerle çalıştığını farz edelim; hangisi en üste gelir sizce ? Cevaplaması çok zordur çünkü bu durumda devreye kıl payı kadar küçük ayrıntılar girer. Yani bu uzmanlar standart Seo’cuların bilmediği kıl payı kadar küçük ayrıntıları bilirler. Google’ın oluşturduğu algoritmaların dilinden konuşurlar. Ayrıca bir diğer yandan, bu kişiler için bildiğimiz seo olgusu çok vasat bir etkinlik bütünüdür. Çünkü basit seo taktikleri: Makale satın alma, başka sitelerde haber yapma türünde tanıtım yazıları ve backlink gibi hizmetlerle ilgilenmezler. Bunun gibi işler kişisel blog yazarlarının yaptığı küçük çaplı bir çalışmadır. Bunun tam olarak ne demek olduğunu tartışmak da konuyu çıkmaza girecek kadar uzatır.
Herhangi bir içeriğinizi seo ile daha da iyileştirmek için seo olgusuyla alakalı detayları yazdığım şu yazıya da bakabilirsiniz.
Blog yazarları için birer Seo’cudur demek yanlış olmayabilir. Bu kişiler web sitelerinde mikro kriterleri oluşturan ekipten kişilerdir. Örneğin, WordPress tabanlı bir bloğunuz varsa, sizin için seo çalışması yapan farklı ve ücretsiz onlarca eklentiden haberiniz vardır. Seo, bir çok ihtimali içeren bir alan olduğu için bununla alakalı araçları ve benzeri eklentileri satın alabileceğiniz bir sektördür.
Bu sektör ise bizim için makro kriterleri oluşturur. Makro kriterleri oluşturan tüm yardımcı uygulamaların hepsinin kullanımına vakıf olmanıza gerek yok. Seo en basit anlamıyla herhangi bir arama motorunda yazılan herhangi bir kelimede ilk sayfaya gelme uğraşı ise, bu durum yine seçeceğiniz konuya ve içeriğinize göre değişiklik gösterecek olup hiç bir seo yönetimi ”yüzde yüzü” garanti edemez. Ayrıca seo bir açıdan bakınca satılabilecek, öğretilebilecek bir şey değil deneyimledikçe kendiliğinden anlaşılabilecek bir süreçtir. Makro ve mikro kriterler dengesini iyi kurmak en temel önceliğiniz olabilir. İyi bir takım olmanız ve mikro kriterleri, yani içerik üretenlerinizin sağlıklı ve sağlam içerikler üretmesini sağlamak yapmanız gereken ilk şey olabilir.
Şimdi şimdi şu soruyu kendinize sorun! Google da ne yazılınca bulunmak istersiniz ? Daha doğrusu ne yazılınca Google’da ilk sayfada çıkmak istersiniz? Hemen tekrarlıyorum. Google da bulunmak demek ille de Google’da ilk sayfalarda, hatta en başlarda olmak demek değildir. İnsanlar yerine göre ikinci ve hatta üçüncü sayfaya da bakıyorlar. Ayrıca aranılan kelime çifti, yani anahtar kelimeniz, ne kadar az ise bir o kadar şansınız yüksektir. Çünkü, rekabet söz konusu ise kelimenin popülerliğine bağlı olarak yüzlerce olasılık ve rakiple yarışmak zorundasınız.
İstisnalar kaideyi bozmaz, ancak alakasız bir içeriğin alakasız bir blogdan yükselmesi beklentileriniz arasında olmamalı. Ne yazıldığında görünmek istediğiniz sorusu tam da burada bir daha önem kazanıyor. Örneğin, yukarıda bahsettiğim telefon klavyeleri başlıklı yazım niche bir teknoloji sitesinde olsaydı, ilk sayfada çıkmak için şansım biraz daha yüksek olabilirdi. Ancak burası Niche bir teknoloji blogu değil ve o yazıyı ilk yazdığımda bir teknoloji blogumda yazmıştım. O zamanki kriterlerim, ilk sayfada olmamı sağlayan faktörlerden birisiydi.
Peki şimdi de soruyu soralım kendimize! Neden aranınca bulunalım? Satacak bir şeyimiz mi var ? Hitap etmek istediğimiz bir kesim mi var ? Oluşturmak istediğimiz bir kitlemi var ? Ya da sebebimiz her neyse? Kayda değer bir projeniz veya içeriğiniz varsa arama motorları zaten söz konusu içeriğinize gereken önceliği verecektir. Ancak örneğin şu an bu yazıyı okuduğunuz blog sitesini bir değerlendirin! Sizce bu blogun anahtar kelimesi nedir? İlk bakışta bir Lgbt blog sitesi gibi görünse de değişik kategoriler olduğu da ortada. Yani bu blogun veya diğer içerik üreticilerin bloglarının, anahtar kelimesinin ne olduğu da tartışmaya açık bir konudur. Bu blogdaki bütün yazıların Google ilk sayfada çıkmak gibi bir lüksü olamaz.
Bir blog yazarıysanız ve blogunuz için trafik oluşturmaktan yana sıkıntınız varsa, Google anlayışı devreye girer. Yani Content is the king! İçerik en önemli şey. Sürekli ve güncel içeriklerle istediğiniz trafiği yakalamak çokta zor değil. Zor olan şey içeriğin kendisini oluşturmaktır. Google açısından bakınca kayda değer bir içeriğiniz olmasına özen göstermeniz gerekir. Kayda değer bir içeriğiniz olduğunu düşünüyorsanız ve sitenizde görsel ve kodlarla (site içi seo) alakalı bir sıkıntı yoksa üretmeye devam edin. Zaten arama motorları bu tarz sitelere daima öncelik verir. Tabii ki temel sosyal medya entegrasyonu önemli! Sitenizi bütün sosyal ağlarla entegre etmeye çalışın. Bunlardan en önemlisi Facebook ve Twitter ve sırasıyla diğerleri. Eklentilerle blogunuzdaki paylaşımları Facebook ve Twitter sayfalarınızda da paylaşabilirsiniz. Blog yazarları için en önemli olan şeylerden biri de daha fazla trafik için içeriklerin diğer ağlarda paylaşılması.
Sizin gibi düşünen diğer blog yazarlarını bulup onların sitesinde yorumlar yapabilir, sitenizi veya konunuzun linklerini de paylaşabilirsiniz. Sürekli sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan içerikleriniz, ve farklı sitelere yaptığınız yorumlarla doğal bir link çalışması yapmış olup kendi sanal ağınızı ve trafiğinizi oluşturabilirsiniz. Şimdi bu durumda blog yazmak için neler bilmemiz gerektiği sorusu biraz sivrileşmiş olabilir. Yazılım bilmek, kodlardan anlamak şart değil. İçeriklerinizi paylaştığınız siteniz ile, blog yazarlığı farklı konular olsa da, kazanç sağlamak isterseniz bu bütünün ikisine de ufaktan hakim olmak çok önemli. Yani site içi seo denen olay bir yazılımcının yapacağı iştir ve düzgün kodlardan ve tasarımdan ibarettir. Bozuk kodlar ve kötü bir tasarım Google açısından bakınca eksiye düşmektir. Ama bunu tek seferde çözmenin ve iyi bir başlangıç yapmanın yolu, hazır blog sistemlerini kullanmak ve Seo uyumlu içerik yazmayı öğrenmektir.
Bunun avantajını bilmeyen var mıdır? Özellikle bir Adsense hesabı yöneterek internetten kazanç sağlayan biri için, arama motorlarında ilk sayfada olmak yine paha biçilmez bir kazanç kapısı. Ancak Adsense ile ciddi düzeyde kazanç sağlamak için milyonların değilse bile yüzbinlerin ziyaret edeceği bir konsept oluşturmanız gerekiyor. Yani buda tartışmaya açık bir konu farkındayım ancak bildiğiniz çok popüler web platformları dışında Adsense üzerinden dev paralar kazanmak öyle sandığınız kadar kolay değil çünkü sektörde rekabet sandığınızdan çok daha fazla. İçerikleriniz veya genel olarak kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriklerinizin olduğu bir web sitesi yönetiyorsanız; Örneğin çok isim yapmış Onedio gibi….! İşte o zaman aylık yüzlerce milyar söz konusu olabilir.
Onedio vb türde siteler veya diğer tüm haber siteleri ve isim yapmış dev firmalar için bu miktarlarda kazançlar söz konusu. Yani Adsense onaylı kişisel blog sitenizle bu rakamların kıyısından bile geçmeniz olanaksızdır. Ancak, İstisnai çok kitleli blog yazarlarından biriyseniz o zaman durum değişir. Ancak bu tür kişilerin de kazançları yine dev firmaların ki gibi kesinlikle değil. Hani örnek vermek gerekirse aylık 3 4 milyar kazanan blog sitelerinin aylık milyonlarla ölçülen ziyaretçi kitlesine ihtiyaç duyacağını her azaman göz önünde bulundurun. Şimdi genel olarak içeriğe vurgu yaptık doğru. Ancak içerik sadece reklam gösterimiyle dönen siteler için geçerli. Seo ile uğraşanların çoğunluğu içerikten kazanç elde ederler. Bu site yöneticileri profesyonel Seo firmaları ile ortak çalışır. Profesyonel seo firmaları içerik veya içerik pazarlama taktiklerini ve iş güçlerini satarlar. Yani içeriğin çok önemli olduğu web siteleri profesyonel seo firmalarının müşteri kitlesini oluşturur.