
Galata Kulesi İstanbul’un en gözde turistik uğrak noktalarından biri. İstanbul’da gezi yerlerinin yolu, genel olarak İstiklal Caddesinden geçer. Özellikle de yürüyüş yaparak gitmekse tercihiniz mutlaka istiklal caddesinden geçin. Yani biz lubunyalar seviyoruz istiklali… İstiklali sevmeyen var mı ki zaten. Bu Galeride de sizlere Galata kulesine giderken çektiklerimi paylaşmak istiyorum. Ancak Galata’ya inerken İstiklalin sonundaki meydandan bir kaç poz aldım. Gördüğünüz bu meydan Lgbt pride yürüyüşlerinde buluşulan noktaydı. Bu bölge Lgbt friendly bir yer olup Cihangirdeki Firuzağa Gay hamamı da buraya çok yakın.
Galata kulesi istikametinde Galip Dede Caddesi
Meydanın hemen solundan Galata’ya inerken rengarenk dükkanların olduğu Galip Dede caddesinden ilerliyorsunuz… Her yer rengarenk grafitilerle süslü kepenkleri olan egzotik dükkanlarla dolu. E tabi İstanbul’un bu bölümündeki sokakları kendine özgü aurasıyla ayrı bir havaya sahip. Ayrıca, Galata’ya inen caddeler daracık. Sokak her daim tıkış tıkış olmasına rağmen bu yol trafiğe kapalı değil. Arabalar, daracık sokaklardan bana mısın demeden geçmeye devam ediyor…



















Galip Dede caddesinden ilerlerken yolun devamında, caddenin adı değişiyor ve Yüksek Kaldırım caddesi isimli cadde olarak ilerliyor. İşte tam o kesişme noktasında, sağa dönerseniz Şahkapısı isimli sokağa giriş yapıyorsunuz ve karşınızda Galata kulesi. Tüm heybetiyle yüzlerce yıldır, masallara konu olmuş Tarihiyle büyüleyen ve tam bir çekim merkezi olan Galata’nın hikayesini vikipedia‘dan veya aktivite olarak neler yapılır gibi ayrıntıları merak ediyorsanız gezimanya sitesinden okuyabilirsiniz.










İtiraf ediyorum, yıllardır İstanbul’da yaşadım ama bir kere bile kuleye çıkmak kısmet olmadı. Neden mi ? Çünkü her geldiğimde kuleye giriş yapmayı bekleyen yerli yabancı karışık bir turist kitlesi metrelerce uzunlukta sıraya girmiş. Saatler sürebilir kuleye çıkma sırasının gelmesi. Keşke bir gidişimde bekleseymişim. Eminim ki buna değerdi. Ama olmadı işte kısmet. Belki önümüzdeki yıllarda keza artık İstanbul’da bile değilim.
Galata’nın etrafında çay, kahve servisi yapan ucuz yerler veya daha geniş keyif yapabileceğiniz irili ufaklı kafeler bulmak mümkün. Ancak yürüyüş modundaysanız hırsınızı alamaz ve ayaklarınız içgüdüsel olarak yokuşun sonunda ne olduğunu merak eder ve yokuştan aşağı inerken alttaki karelerle karşılaşırsınız. Yine ilginç sokaklar ve rengarenk grafitiler…
Birde bakmışsınız ki bütün yolu yürümüş ve yokuşun sonunda kendinizi eşsiz Eminönü manzarasıyla Karaköy’de bulursunuz. Karaköy’e inince Galata köprüsünü görüpte üstünden geçmemek olur mu? Olmaz tabi. Niyeyse köprü görünce mutlaka üstünden geçesimiz geliyor. Köprüden de geçince başka bir hikaye ve başka bir yer başlar… Eminönü…




