Eşcinsellik hastalık mıdır değil midir konusu aslında tarihe karışalı çok oldu. Ancak eşcinselliğin hastalık olduğu sanrısı halen bir çok ülkede devam ediyor. O bölgelerin yönetiminin veya toplumunun işlerine böyle geliyordur belki.
Eşcinselliğinden rahatsızlık duyan bir eşcinsel misin? Eşcinsellik hastalık mıdır diye soruyor musun? Eşcinselliğinin geçebileceğini mi düşünüyorsun? Öncelikle bilmelisin ki eşcinsellik bir hastalık değildir. Okuduğum makalelerin bir tanesinde ‘benliğe yabancı eşcinsellik’ diye bir şey yazıyor. Okuduğuma göre benliğe yabancı eşcinsellik değiştirilebilirmiş! Tabi ne kadar doğru net değil. Bu sınıfta olabileceğini düşünüyorsan psikoloğunla konuşmalısın. Ben bu tanımı bile ilk kez duyuyorum. Yani ‘Benliğe yabancı eşcinsellik’ durumu tam olarak eşcinselliktir demek bile doğru olmaz. Çünkü bu durumda kişi bilinen tüm tanımlar çerçevesinde eşcinseldir diyemeyiz. Bu bildiğimiz eşcinsellik değildir. Hatta gizli eşcinsellik bile değildir. Bu muhtemelen başka bir psikolojik problem.
Mastürbasyon örneğini ele alın. Tıp otoritelerince ne derece güvenilir bir sağlama olur bilmiyorum. Ancak bireyler kendi kendilerini mastürbasyon yaparak tatmin ettiklerinde genel olarak tamamen özgür iradeleriyle hayal kurarlar. Üstelik bunu kendilerinden başkası bilmez. Kişinin tam olarak hoşlandığı, sevdiği veya haz aldığı detaylar zihninin içinde gerçekleşir. Ve bence bu noktada kimse kendine yalan söyleyemez. Kişilerin baskı vb. sebeplerden ötürü kabule geçememesi ise başka bir problemdir. Buna çoğunlukla gizli eşcinsellik diyoruz. Linkteki konuya mutlaka bakın. Çok ilginç detaylar var.
Birinin eşcinsel olduğunu sadece kendi bilir. Kişinin ayrıca, eşcinselliğiyle mutlu olması ve haz aldığı şeyin bu olduğu gerçeğini kabul etmiş olması gerekir. Yukarıda bahsettiğim okuduğum yazıda, benliğe yabancı eşcinsellik gibi bir durumda kişiye psikodrama çalışması ( teknikleri) uygulanabileceğinden, ama bu çalışmanın temelde iktidarsızlık veya erken boşalma gibi sorunların tedavisinde kullanıldığından ve eşcinselliği tedavi etmekte çok başarılı olmayacağından da bahsediliyor. Psikodrama nedir diyorsanız bu linkte https://tr.wikipedia.org/wiki/Psikodrama geniş bir açıklama bulabilirsiniz. Ancak ne linkte ne de bulduğum diğer kaynaklarda psikodrama çalışmasının herhangi bir cinsel yönelim veya bunun tedavisi için kullanıldığına dair tek bir kelime bile görmedim. Kişi eşcinsellikle alakalı tedavi görmeyi istiyorsa, tedavi edilebilecek olan eşcinsellik değil kişinin içinde olduğu psikolojik durumdur.
Son 50 yıldan beri eşcinselliğin hastalık olmadığı, ve sanıldığı gibi herhangi bir yetiştirme tarzı veya çocukkenki deneyimlerin, kişilerin iradelerine hükmedecek düzeyde bir değişiklik sağlayamayacağı tıbben ve bilimsel olarak ispatlanmıştır. Bir erkek hayatı boyunca bir kaç kez eşcinsel ilişkiyi deneyimlemiş olsa bile bu onun bildiğimiz anlamda eşcinsel olduğu anlamına da gelmez. Keza kişinin kendi beyanı esastır. Bu yazıyı, eşcinselliğin ne olduğunu tanımlamak için değil, ne olmadığını yani eşcinselliğin hastalık olmadığının altını çizmek için paylaştım. İnternette eşcinsel nedir, veya eşcinsellik hastalık mıdır gibi sorguları yazdığınızda, cinsel uzmanların onlarca yazılarına erişebilir ve bilim adamlarının bununla alakalı çalışmalarına ve tüm detaylara ulaşabilirsiniz.
Hasta olan bireyler değildir
Hatırlarsanız 3 5 sene önce Homofin isimli, eşcinselliği tedavi eden bir ilaçtan bahsediliyordu. Bu ilacın hedef kitlesi, aslında eşcinselliğinden rahatsız olan binlerce insandı. Emin olun bu hapı alıp kullanan binlerce insan olmuştur. Baskıcı ve muhafazakar toplumlarda yaşayan insanların içinde oldukları durumdan ötürü yaşadıkları problem eşcinsellik değil kişinin eşcinselliğiyle barışamamasıdır. Bu durumdan istifade etmeye çalışan umut tacirleri ise bildiğiniz üzere Homofin isimli bir ilaç yaptı. Hani ilaç diyorum ama ilaç falan değil. Kürlemece yani 🙂
Eskiden, eşcinselliğin yasak olduğu dönemlerde, bir çok insan öldürülmüş veya işkenceye maruz kalmıştır. İnsanlığın gelişmesiyle birlikte tıbbın ve psikolojinin gelişme sürecinde eşcinsellik hastalık olarak tanı almış. İşkence tedavi yöntemleri denemişler.. Hormon takviyeleri uygulamışlar. Hatta bazen beyne cerrahi müdahaleye kadar varan zamanının sözde iyileştirme yöntemlerini uygulamışlar. İşe yarasaydı herhâlde biz olmazdık. Bu yazı da hiç olmazdı 🙂
Çağdaş bir dönemde yaşadığımız için şanslıyız.
Nasıl ki heteroseksüel bir erkeği eşcinsel yapamazsanız, eşcinsel bir erkeği de heteroseksüel yapamazsınız. Eşcinsel bireyler, kendilerini heteroseksüel gibi gösterebilir ancak bu yine aile ve çevre gibi etmenlerden kaynaklı baskılardan ötürü kendini gizleme ihtiyacı duymasından kaynaklıdır. Oysaki kişi kendini bilir ve çoğunlukla eşcinsel olduğunu kabul etmiştir. Günümüzde eşcinsellik dünyanın bir çok bölgesinde artık bir norm olmaya başladı. Norm olan bölgelerde çoğunlukla evlilik hakkı veya benzeri bazı haklar tanınmıştır. Yüzyıllar öncesinden beri var olan bir şeyden bahsediyoruz. Peygamberler dönemimden beri bu tür örnekler ve yok edilen topluluklar olduğu söylense de, bu söylemler ayrıca eşcinselliğin binlerce yıllık bir gerçek olduğunun da ispatıdır. Tıbbın ve teknolojinin geliştiği bir çağda yaşayan eşcinsel bireyler olduğumuz için şanslıyız.